SURA 61-70

SURA 61. SAFF SURESI Bismillahirrahmanirrrahim 1. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah ıçin tesbih etmektedir. O, öyle üstündür, öyle hikmet sahibidir. 2. Ey iman edenler, niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz? 3. Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük öfke ile karşılanır. 4. İyi bilin ki, Allah kendi yolunda kurşunlu bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. 5. Hani bir zaman Musa kavmine: "Ey kavmim, benim size (gönderilmiş) Allah'ın peygamberi olduğumu bildiğiniz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?" demişti. Sonra onlar yamukluk edince, Allah'da kalplerini yamulttu. Öyle ya, Allah fasıklar güruhunu doğru yola çıkarmaz! 6. Bir vakit de Meryem oğlu İsa: "Ey İsrail oğulları, ben size Allah'ın elçisiyim. Önümdeki Tevrat'ın doğrulayıcısı ve benden sonra gelecek, adı Ahmed olan bir peygamberin müjdecisi olarak geldim." dedi. Sonra o, onlara apaçık delillerle gelince: "Bu apaçık bir büyüdür!" dediler. 7. İslama davet edilirken Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim de kim olabillr? Allah da zalimler topluluğunu muvaffak etmez. 8. Onlar, Allah'ın nurunu ağızyarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise nurunu tamamlayacaktır, isterse kafirler hoşlanmasınlar! 9. O'dur dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet kanunu ve hak dini ile gönderen; isterse müşrikler hoşlanmasınlar! 10. Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak bir ticareti göstereyim mi size? 11. Allah'a ve Resulüne iman edip mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız; eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır. 12. Günahlarınızı bağışlar ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş hoş meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş odur. 13. Seveceğiniz bir diğer (nimet) daha var; Allah'tan yardım ve yakın bir zafer! Müjdele müminleri! 14. Ey iman edenler, Allah yardımcıları olun! Nitekim Meryem oğlu İsa havarilere: "Allah yolunda benim yardımcılarım kimdir?" dedi. Havarileri: "Biz Allah (yolunun) yardımcılarıyız." dediler Bunun üzerine İsrail oğullarından bir grup iman etti, bir grup inkar etti. Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik o suretle onlar üstün gelip yüze çıktılar.
***************************************

SURA 62. CUMA SURESI Bismillahirrahmanirrrahim 1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi, mülkün sahibi, öyle lekesiz mukaddes, hem güçlü hem hikmet sahibi olan Allah için tesbih eder. 2. O'dur, ümmiler içinde kendilerinden olup onlara ayetlerini okuyan, onları temize çıkarıp parlatan, onlara kitap ve hikmet öğreten bir peygamber gönderen. Oysa bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler. 3. Onlardan henüz kendilerine katılmamış diğer insanlara da (göndermiştir o peygamberi). O, öyle güçlü, öyle hikmet sahibidir. 4. İşte o Allah'ın lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, çok büyük lütuf sahibidir. 5. Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin haline benzer. Allah'ın ayetlerini yalanlayan topluluğun durumu ne çirkin! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola çıkarmaz. 6. De ki: "Ey Yahudiler, siz diğer insanların değil de yalnız kendinizin Allah'ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız, haydi ölmeyi temenni edin, eğer (davanızda) samimi iseniz! 7. Oysa onlar, ellerinin sunduğu günahlar yüzünden onu asla temenni etmezler. Allah zalimleri bilir. 8. De ki: "Haberiniz olsun, o kaçıp durduğunuz ölüm, mutlaka gelip size çatacaktır; sonra O, bütün görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz de O size neler yaptığınızı haber verecektir." 9. Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ın zikrine (anılmasına) koşun ve alım satımı bırakın; eğer bilirseniz, o sizin için daha hayırlıdır. 10. Namaz kılındıktan sonra da yeryüzüne dağılın, Allah'ın bol nimetinden nasip arayın ve Allah'ı çok zikredin ki, kurtuluş bulabilesiniz. 11. Böyle iken, bir ticaret veya eğlenti (eğlence) gördüklerinde ona fırladılar ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın katındaki, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır ve Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır."
*********************************************************

SURA 63. MÜNAFİKUN SURESI Bismillahirrahmanirrrahim 1. 2. Münafıklar sana geldiklerinde: "Şehadet ederiz, gerçekten sen Allah'ın Resulüsün!" dediler. Allah da biliyor ki, sen şüphesiz O' nun Resulüsün! Bununla beraber Allah şahitlik ediyor ki, doğrusu münafıklar katiyyen yalancıdırlar. Yeminlerini bir kalkan edinip de Allah yolundan yan çizmektedirler, Doğrusu onlar ne fena yapıyorlar. 3. O şu yüzdendir; onlar önce imana gelmişler sonra küfre gitmişlerdir de o kalplerine mühürlenmiştir;artık anlamaz olmuşlardır. 4. Sen onları gördüğün zaman cisimleri (fiziki görüntüleri) tuhafına gider; konuşurlarsa dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar dayanmış keresteler gibidirler. Her bağırışı aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandırlar, onlardan sakın! Allah gebertsin onları, nereden çevriliyorlar! 5. Onlara: "Gelin Allah'ın Resulü sizin için bağışlanma dilesin!" denildiği zaman da başlarını bükerler ve görürsün ki büyüklük taslayarak yan çizip giderler. 6. Onlar için bağışlanma dilesen de dilemesen de haklarında aynıdır; Allah, onları asla bağışlamaz ve Allah fasıklar güruhunu doğru yola çıkarmaz. 7. Onlar: "Allah'ın Resulünün yanındakilere nafaka vermeyin ki, dağılsınlar!" diyorlar. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır, fakat münafıklar anlamazlar. 8. Diyorlar ki: "Eğer Medine'ye dönersek, herhalde en güçlü, en şerefli olan en zayıf olan alçağı oradan çıkaracaktır." Oysa göç, haysiyet Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir, fakat münafıklar bilmezler. 9. Ey iman edenler, ne mallarınız, ne de evlatlarınız sizleri Allah'ı anmaktan alıkoymasın! Her kim öyle yaparsa, İşte onlar, hüsrana düşenlerdir.10. Her birinize ölüm gelip de: "Rabbim beni kısa bir süre için tehir etsen de sadaka versem ve iyilerden olsam!" demesinden önce size verdiğimiz rızıklardan (Allah için) harcayın! 11. Oysa Allah, eceli geldiği zaman hiçbir kimseyi asla geri bırakmaz. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
*********************************************************

 SURA 64. TEGABUN SURESI Bismillahirrahmanirrrahim 1. Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nun, hamd O'nun ve O, herşeye kadirdir. 2. O'dur sizi yaratan, öyle iken kiminiz mümin kiminiz de kafirdir. Allah ise ne yaparsanız görür. 3. Gökleri ve yeri hak ile yarattı, sizi şekillendirdi. Şekillerinizi de güzel yaptı. Sonunda gidiş de O'nadır. 4. Göklerde ve yerde ne varsa bilir ve her neyi saklar ve herneyi açıklarsanız hepsini bilir. Allah bütün sinelerin özünü bilir. 5. Bundan önce küfredenlerin haberi gelmedi mi size? Ki, yaptıklarının vebalini tattılar, ayrıca onlara acı bir azap da var. 6. Çünkü onlara peygamberleri apaçık mucizelerle geliyorlardı da onlar: "Bizi bir insan mı yola getirecek?" deyip küfretmişler ve aksine gitmişlerdi. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Öyle ya; Allah zengindir, her türlü övgüye layıktır. 7. Küfredenler asla diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: "Hayır, Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra da kesinlikle yaptıklarınız size anlatılacak ve o Allah'a göre kolaydır. 8. Onun için siz, Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur'an'a) iman edin! Allah, ne yaparsanız haberdardır. 9. Sizi o dernek gününe dereceği (toplanma günü için toplayacağı gün varya), işte o gün teğabün (kar ve zarar) günüdür, her kim Allah'a iman eder de yaraşıklı iş yaparsa, Allah onun kabahatlarını örter ve onu içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere koyar. İşte büyük kurtuluş odur! 10. Küfredip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliklerdir, orada ebedi kalacaklardır. Orası ne kötü varılacak yerdir. 11. Allah'ın izni olmadan hiçbir musibet başa gelmez, her kim de Allah'a iman ederse, O, onun kalbine hidayet verir. Allah herşeyi bilir. 12. İman edin de Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer aksine giderseniz bilin ki Resulümüzün görevi açık bir tebliğden ibarettir. 13. Allah'tan başka tanrı yoktur. Onun için müminler yalnız Allah'a dayansınlar! 14. Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır, o halde onlardan sakının! Ne var ki, affeder, kusurlarına bakmaz, örterseniz, şüphe yok ki, Allah, çok bağışlayandır, merhamet edendir.15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız bir fitne (imtihan)dir. Büyük mükafat ise Allah katındadır. 16. Onun için gücünüz yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin ve harcayın, kendiniz için hayır yapın. Her kim de nefsinin hırsından korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir. 17. Eğer Allah'a bir güzel borç sunarsanız onu sizin için katlayıverir ve sizi bağışlar. Allah, çok mükafat verendir, cezalandırmada acele etmeyendir. 18. Görünmeyeni de görüneni de bilir, güçlüdür, hikmet sahibidir!
*******************************************************

SURA 65. TALAK SURESI Bismillahirrahmanirrrahim 1. Ey peygamber, kadınları boşayacağınız zaman, onları iddetlerine doğru boşayın ve iddeti de sayın; Rabbiniz Allah tan korkun; açık bir terbiyesizlik yapmaları durumu dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar! Bunlar Allah'ın belirlediği sınırlardır. Her kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki Allah, onun arkasından bir iş çıkarır. 2. Sonra sürelerini doldurmaya yaklaştıklarında, onları güzellikle tutun veya güzellikle ayrılın ve içinizden adalet sahibi iki erkeği şahit tutun! Şahitliği de Allah için doğru yapın! Bu size söylenenleri duydunuz, bununla Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimselere öğüt verilir. Her kim de Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu sağlar. 3. Onu hatır ve hayaline gelmez bir taraftan rızıklandırır. Her kim Allah'a tevekkül ederse O ona yeter. Kesinlikle Allah emrini yerine getirir. Allah, her şey için bir ölçü tayin etmiştir. 4. Adetten kesilmiş kadınlarınız hakkında şüpheye düşerseniz, onların iddeti de üç aydır; adet görmeyenler de öyledir. Yüklülerin süresi ise doğum yapmalarıdır. Her kim Allah'tan korkarsa, Allah onun işine bir kolaylık verir. 5. İşte bu (anlatılan hükümler), Allah'ın size indirdiği emridir. Her kim Allah'tan korkarsa, Allah onun kabahatlarını örter ve mükafatını büyütür. 6. O kadınların, gücünüze göre oturduğunuz meskenin bir bölümünde oturmalarını sağlayın ve onlara baskı yapmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın! Eğer yüklü iseler, doğumlarını yapıncaya kadar nafakalarını verin! Sizin için çocuğu emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzelce anlaşın. Eğer zorlaşıyorsanız, bu durumda çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir. 7. Varlıklı olan varlığı nisbetinde nafaka versin, rızkı dar olan da Allah'ın kendisine verdiğinden nafaka verin! Allah hiç kimseyi kendisine verdiğinden başkasıyla mükellef (sorumlu) tutmaz. Allah bir zorluğun arkasından bir kolaylık yapar. 8. Nice memleket (halkı), Rabbinin ve peygamberlerinin emrinden çıkıp azdı da Biz onu çetin bir hesaba çektik ve görülmemiş bir azaba çarptırdık. 9. O şekilde yaptığının cezasını tattı ve işinin sonucu bir hüsran oldu. 10. Allah onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde Allah'tan korkun, ey özü pak, aklı temiz olanlar, iman edenler işte Allah size bir öğüt indirdi! 11. Allah'ın nurlar saçan, yollar açan ayetlerini sizlere karşı okuyan bir peygamber gönderdi, iman edip yararlı işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye. Her kim Allah'a iman edip dürüstçe çalışırsa, onu, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir. 12. Allah ki, yedi gök yaratmıştır, yerden de onların bir mislini. Allah'ın herşeye kadir olduğunu ve Allah'ın, bilgisiyle herşeyi kuşattığını bilesiniz diye, (bunların) aralarından emir inip duruyor.
*****************************************************

SURA 66. TAHRİM SURESI Bismillahirrahmanirrrahim 1. Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. 2. Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir. 3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi. Peygamber "Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana söyledi." dedi 4. Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır. 5. Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. 6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır. 7. (İnkâr edenlere): "Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz." (denilir.) 8. Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye kâdirsin." derler. 9. Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür! 10. Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan  savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi. 11. Allah, inananlara da Firavun'un karısını örnek gösterdi. O şöyle demişti: "Rabbim! Bana yanında cennetin içinde bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Ve beni şu zalim toplumdan kurtar!" 12. Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.
*************************************************************

SURA 67. MÜLK SURESI Bismillahirrahmanirrahim 1. Ne yücedir O ki, mülk O'nun elindedir ve O, herşeye gücü yetendir. 2. O ki, ölümü ve dirimi yarattı, sizi imtihana çekip hanginizin davranış bakımından daha güzel olduğunu bildirmek için. O öyle güçlü, bağışlayandır 3. O ki, birbirine uygun yedi gök yaratmıştır. O Rahman'ın yarattığında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Haydi çevir gözü(nü), görebilir misin hiç bir çatlak, bir kusur? 4. Sonra gözü(nü) tekrar tekrar çevir; o göz, güçsüz, yorgun bir halde sana döner! 5. Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık. 6. Kendi Rablerini inkar edenler için de cehennem azabı vardır. Ona gidiş de ne kötü sondur. 7. İçine atıldıklarında onun kaynarken çıkan hıçkırışını işitirler. 8. Hemen hemen öfkeden patlayacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her defasında onun bekçileri onlara: "Size gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber gelmedi mi?" diye sorarlar. 9. Onlar: "Evet, bize gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber geldi; ama biz ona inanmadık ve "Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük sapıklık içindesiniz." diye yalanladık." derler. 10. Ve derler ki: "Biz dinleseydik veya aklımızı kullansaydık, bu çılgın ateşin içinde bulunmazdık!" 11. İşte günahlarını itiraf ettiler. Kahrolsun, o halde çılgın ateş yarenleri! 12. Çünkü O Rablerine görmeden saygı besleyenler varya, muhakkak ki, bağışlanma ve büyük bir mükafat onlar içindir. 13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir. 14. Bilmez mi O yaratan ki, O herşeyi inceden inceye bilen, herşeyden haberdar olandır. 15. O, yeryüzünü size boyun eğdiren yaratıcıdır. Haydi, o arzın omuzlarında yürüyün de O'nun rızkından yiyin. Dönüş yalnızca O'nadır. 16. Emin misiniz o göktekinden; sizinle yeri göçürüvermesinden? O zaman bakarsın ki, o yer çalkalanıyor! 17. Yoksa siz gökte olanın üzerinize mermiler yağdıran birini göndermesinden güvencede misiniz? O zaman tehdidimin nasıl olduğunu bilirsiniz! 18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar, ama nasıl oldu inkarım? 19. Bakmazlar mı üstlerinde uçan kuşlara, kanat süzerlerken ve yumarlarken? Rahman'dır ancak onları tutan! Şüphesiz ki, O herşeyi görür. 20. Ya da kim oluyor sizin Rahman'dan başka (yardım beklediğiniz) şu ordularınız ki, sizi kurtarsın? Kafirler ancak bir aldanış içindedirler. 21. Ya da o rızkınızı keserse, kimdir şu sizlere rızık verecek olan? Hayır bir ürküntü ve azgınlık içinde inada dalmışlar! 22. Şimdi yüz üstü kapanarak giden mi daha doğru, yoksa dosdoğru bir cadde üzerinde dümdüz giden mi? 23. De ki: "O'dur ancak sizi yaratan, size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren! Fakat sizler pek az şükrediyorsunuz!" 24. De ki: "O'dur sizi yeryüzünde zürriyet halinde yaratıp yayan! Nihayet hep toplanıp O'nun huzuruna getirileceksiniz!" 25. Böyle iken diyorlar ki: "Ne zaman (gerçekleşecek) bu tehdit? Eğer doğru söyleyenlerseniz?" 26. De ki: "(Ona ait) o bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben, yalnızca açıkça anlatan bir uyarıcıyım (peygamberim). 27. Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: "İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!" denildi. 28. De ki: "Gördünüz mü, Allah beni ve beraberimdekileri yok etse ya da bize merhamet buyursa, iki takdirde de kafirleri elem verici azaptan kurtaracak kimdir?" 29. De ki: "O, öyle Rahman'dır. işte biz O'na iman ettik ve O'na dayanmaktayız. İleride sizler de kimin açık bir sapıklık içinde bulunduğunu bileceksiniz!" 30. De ki: "Gördünüz mü, eğer sabaha kadar suyunuz batakalırsa (çekilecek olsa), size kim bir akarsu getirebilir?
************************************************************

SURA 68. KALEM SURESI Bismillahirrahmanirrahim 1. Nun, Kaleme ve kalem ehlinin satıra dizdiklerine ve dizecekleri hakkı için, 2. sen Rabbinin nimeti sayesinde, deli değilsin. 3. Ve muhakkak senin için tükenmez bir mükafat var. 4. Ve herhalde sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. 5. Yakında göreceksin ve görecekler, 6. O fitne, o delilik hanginizdeymiş. 7. Şüphesiz Rabbindir, yolundan sapanı en iyi bilen, yine O'dur doğru yola erenleri en iyi bilen. 8. O halde tanıma o yalan diyenleri! 9. Arzu ettiler ki, sen (onları) yağlasan onlar da sana yağ yapacaklardı. 10. Tanıma şunların hiç birini; çok yemin eden o aşağılık, 11. gammaz, koğuculukla gezer, 12. hayrı engelleyen, saldırgan, vebal yüklü, 13. zobu (kaba), sonra da takma (soysuzlukla damgalı), 14. mal ve oğulları var diye. 15. Karşısında ayetlerimiz okunurken: "Eskilerin masalları." dedi. 16. Yakında Biz onu o hortumunun üzerinden damgalayacağız 17. Haberiniz olsun ki, Biz onlara bela vermişizdir, (tıpkı) o bağ sahiplerine bela verdiğimiz gibi. O sırada ki, sabah olunca mutlaka onu devşireceklerine yemin etmişlerdi. 18. (Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı. 19. Derken onlar uyurken Rabbin tarafından bir dolaşan (afet) onun üzerinden dolaşıverdi. 20. Sabaha kadar o bağ sırıma (biçilmiş tarlaya) dönmüştü. 21. Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler. 22. "Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun!" dediler. 23. Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı): 24. "Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!" diyorlardı. 25. Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler. 26. Ama bağı gördüklerinde: "Biz her halde yanlış gelmişiz. 27. Yok, biz mahrum edilmişiz." dediler. 28. En mutedil olanları: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize, demedim mi?" dedi. 29. Onlar: "Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler zalimlermişiz!" dediler. 30. Sonra döndüler, kendilerini kınıyorlardı: 31. "Yazıklar olsun bizlere; bizler doğrusu azgınlarmışız. 32. Ola ki, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir; gerçekten biz bütün ümidimizi Rabbimize çeviriyoruz." diye. 33. İşte böyledir azap. Elbette ahiret azabı daha büyüktür, fakat bilselerdi! 34. Şüphesiz ki, korunan takva sahipleri içindir Rabbinin katında nimetleri bol cennetler. 35. Ya artık, müslümanları suçlular gibi yapar mıyız? 36. Neyiniz var, nasıl hükmediyorsunuz? 37. Yoksa size ait bir kitap var da onda şu dersi mi okuyorsunuz?39. "Siz bu alemde neyi beğenirseniz o mutlaka sizin olacak" diye (mi yazıyor o kitapta). 39. Yoksa size karşı üzerinizde kıyamet gününe kadar sürecek yeminler taahütler mi var, "Siz her ne hüküm verirseniz mutlaka öyle olacak." diye. 40. Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi? 41. Yoksa onların ortakları mı var? O halde ortaklarını getirsinler, doğru söylüyorsalar! 42. Saktan keşfolunacağı (gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya konulup iş büyümeye başladığı) gün secdeye davet edililirler, ama artık güçleri yetmez. 43. Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur. Oysa onlar, o secdeye sağ salim iken davet ediliyorlardı. 44. O halde Bana bırak bu sözü yalanlayanları! Biz onları bilmeyecekleri yönden derece derece azap uçurumuna yuvarlarız. 45. Ve Ben, onların iplerini uzatır (süre tanır)ım, çünkü fendim sağlamdır. 46. Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır borç altında mı eziliyorlar? 47. Yoksa gayb yanlarında da onlar mı yazıyorlar? 48. O halde Rabbinin hükmüne sabret de balık sahibi (Yunus peygamber) gibi olma! Hani o, öfkeye boğulmuş da seslenmişti. 49. Ona Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, o fezaya, alana elbette yerilmiş olarak atılacaktı. 50. Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı. 51. Ve gerçekten o küfredenler o zikri (Kur'an'ı) işittikleri zaman az daha seni gözleriyle kaydıracaklardı; bir de durmuşlar: "O şüphesiz bir deli." diyorlar. 52. Halbuki o (Kur'an) bütün akıllı alemler için bir öğüttür.
********************************************************

SURA 69. HAKKA SURESI Bismillahirrahmanirrahim 1. O hak olan (kıyamet). 2. Nedir o hak olan (kıyamet)? 3. Ve sana dirayetle ne bildirdi, o hak olan (kıyamet)in ne olduğunu? 4. Semud ve Ad inanmadı o (beyinlerinde patlayacak) kıyamete! 5. Semud haddi aşan (korkunç bir gürültü) ile yok edildi. 6. Ad ise şiddetli bir rüzgar, azgın bir fırtına ile yok edildi. 7. Allah, köklerini kesmek için onu yedi gece, sekiz gündüz aralıksız onların üzerine musallat etti. Bir de görürsün o topluluğu ki, o süre zarfında içleri kof hurma kütükleri gibi yıkılıp kalmışlar. 8. Bak şimdi görebilir misin onlardan bir kalıntı? 9. Firavun da, ondan öncekiler de attı üstüne getirilen o ülkeler(in halkı Lut kavmi) de hep o hatayı işlediler. 10. Hep Rablerinin peygamberine karşı geldiler; o da onları gittikçe artan bir tutuşla alıverdi. 11. Oysa Biz, o su kabardığı zaman sizi akan gemide taşıdık. 12. Onu sizlere bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye. 13. Çünkü Sur'a bir tek üfleme üflendiğinde, 14. o yer ve dağlar yükletilip arkasından bir çarpılış çarpıldıklarında, 15. işte o zaman o kıyamet kopmuş olacaktır. 16. Ve gök yarılmış, o da o gün sarkmıştır. 17. Melek de kenarları üzerindedir ve üstlerinde o gün Rabbinin Arş'ını sekiz melek taşır. 18. O gün (sorguya) arzolunursunuz; öyle ki, gizli bir haliniz kalmaz. 19. işte o zaman, kitabı sağından verilen der: "Alın okuyun kitabımı! 20. Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim." 21. Artık o hoşnut bir hayattadır. 22. Yüksek bir cennettedir. 23. Devşirmeleri (meyveleri) yakındadır. 24. Yiyin, için, afiyet olsun; geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık olarak! 25. Ancak kitabı sol tarafından verilen der ki: "Eyvah! Keşke kitabım verilmeseydi bana! 26. Ve hesabımın ne olduğunu öğrenmeseydim! 27. Ne olurdu o ölüm iş bitiren olsaydı! 28. Malım benden yana hiç bir şeye yaramadı. 29. Mahvoldu saltanatım, gücüm!" 30. Tutun onu, hemen bağlayın onu! 31. Sonra ancak cehenneme yaslayın onu! 32. Sonra da boyu yetmiş arşın bir zincirde yollayın onu! 33. Çünkü o, şanı yüce Allah'a inanmıyordu. 34. Yoksulun yiyeceğine hiç bakmıyordu. 35. Bugün de ona burada kanı sıcak bir yakın yoktur. 36. Bir irinden başka bir yiyecek de yoktur. 37. Onu günahkar canilerden başka kimse yemez. 38. Artık yok, yemin ederim gördüklerinize 39. ve görmediklerinize! 40. O (Kur'an), hiç şüphesiz şanlı bir peygamberin getirdiği sözdür. 41. Ve O, bir şair sözü değildir. Siz pek az inanıyorsunuz! 42. Bir kahin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz! 43. O, alemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.44. O Bizim adımıza bazı laflar uydurmaya kalkışsaydı, 45. Elbette Biz onu, o yüzden yeminiyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık! 46. Sonra da onun iliğini keser atardık. 47. O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. 48. Ve o, hiç şüphesiz takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür. 49. Bununla beraber Biz biliyoruz ki, sizden inanmayanlar var. 50. Ve kesinlikte o, kafirler için bir hasret (vahlanma) vesilesidir. 51. O, hiç şüphesiz, gerçeğin ta kendisidir. 52. Haydi, Rabbinin yüce ismi ile tesbih et!
***************************************************

SURA 70. MEARİC SURESI Bismillahirrahmanirrahim 1. İsteyen biri, olacak bir azabı istedi. 2. Kafirler için yok onu engelleyecek. 3. O, miraçların sahibi Allah'tandır. 4. Melekler ve Ruh (Cebrail), süresi elli bin yıl tutan bir günde ona yükselip çıkarlar. 5. O halde sabret biraz, güzel bir sabır ile! 6. Çünkü onlar, onu uzak görürler. 7. Biz ise onu yakın görürüz. 8. O gün, gök erimiş bir maden gibi olur. 9. Dağlar da atılmış renkli yün gibi. 10 . Ve bir dost dosta halini sormaz. 11. Birbirlerine gösterilirlerken, suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını, 12. karısını, kardeşini, 13. kendisini barındıran fasilesini (kabilesini) 14. ve yeryüzünde bulunanların hepsini (verip) sonra kendisini kurtarsa. 15. Hayır, çünkü o salgın alevli bir ateştir. 16. Derileri soyan ateştir. 17. Çağırır arkasını dönüp tersine gideni. 18. Toplayıp toplayıp kasaya yığanı. 19. Gerçekten insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır. 20. Fenalık dokununca mızıkçı, 21. hayır dokununca kıskançtır. 22. Sadece namaz kılanlar bunun dışındadır. 23. Onlar ki, namazlarına devam ederler. 24. Onlar ki, mallarında belli bir hak vardır. 25. Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için. 26. Ve onlar ki, ceza gününü tasdik ederler. 27. Ve onlar ki, Rablerinin azabından korkarlar. 28. Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz. 29. Ve onlar ki, apışlarını (ırzlarını) korurlar. 30. Ancak karılarına ve sahibi bulundukları cariyelere başka, çünkü bundan dolayı kınanmazlar. 31. Fakat ondan ötesini arayanlar ise haddi aşan haşarılardır. 32. Ve onlar ki, kendilerine emanet edileni korur, verdikleri sözü yerine getirirler. 33. Ve onlar ki, şahitliklerinde dürüstdürler. 34. Ve onlar ki, namazları üzerine muhafızlık ederler. 35. İşte onlar, cennetlerde ağırlananlardır. 36. Şimdi ne oluyor o küfredenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar? 37. Sağdan ve soldan bölük bölük. 38. Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? 39. Yağma yok, Biz onları o bildikleri şeyden yarattık. 40. Artık o doğuların ve batıların Rabbi için yemine ne hacet; şüphesiz ki, Bizim elbette gücümüz yeter! 41. Onları kendilerinden hayırlısına değiştirebiliriz ve Bizim önümüze geçilmez. 42. O halde bırak onları, kendilerine vadolunan güne çatacakları ana kadar dalsınlar ve oynayadursunlar. 43. O gün ki, kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki, çantalarıyla dikmelere(putlara) gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar. 44. Gözleri düşkün, kendilerini bir zillet saracak da saracak. Odur işte onların vadolunup durdukları gün!

Belgili
Tanımlık
Kutsal
Quran
Ercüme in Belgili
Tanımlık Meal Içinde
Belgili Tanımlık
Türkçe
Forme Yanında Ecek
Kahverengi
pdf--
http://globalquran.com/download/pdf/

Comments

Popular posts from this blog